17 Ağustos 2011 Çarşamba

Süheyl'siz


Bir dizinin izlenmesi için gerekli en önemli unsur, uç noktaları ya da sözde "erişilemeyecek" maddiyata sahip insanların hayatlarını bizlere göstermesi değildir. Ya da gerçekten yaşadığımız yerden bambaşka bir alanda çekilmesi de gerekmez. Yani kısacası bir dizinin izlenebilmesi için dizide bir farklılık olması gerekmez. Tabi bunlar benim fikirlerim. Belki vardır milyon dolarlarla oynayan insanların yaşamlarının döndüğü dizileri izlemek isteyen. Belki bundan keyif alan vardır. Ama şahsen ben pek keyif alamıyorum. Dizi dediğin bir film gibi değildir. İnanılmaz bir final ya da her bölüm çok değişik olaylar olması gerekmez. Dizi aylarca sürer, dizi bazı insanlar için günlük hayatın bir parçasıdır. Dizi insana yakın olmalıdır. Dizi samimi olmalıdır.

Behzat Ç. de gerçekten benim izlediğim en samimi, en içten dizilerden birisidir. Başka dizilerdeki dikkat edilen en ufak ayrıntılara inat, ilk denemede açılmayan, biri geçerken kapanan kapılar ya da ayağın sandalyeye takılması gibi doğallıklar insanın dizi karakterlerini benimsemesinde etkili olur. Ama bunlar sinemada hoş karşılanmayabilir. Çünkü sinemanın telafisi zordur, hatta yoktur. Ancak dizinin telafisi ertesi hafta yapılabilir.

Son sözüm; samimi, doğal dizi güzeldir. Cilde ya da böbreklere iyi gelmez ama kalbe iyi gelir, zor gider.

2 yorum: